Sevgililer Günü Hediyeleri Bizi Gerçekten Mutlu Ediyor Mu?

Sevgililer Günü’nde yoğunluğunu en çok hissettiğimiz ya da hissetmeyi umduğumuz duygu şüphesiz mutluluk. Peki ama hediyelerin ve çiçeklerin havada uçtuğu, restoranlarda güzel ve romantik yemeklerin yendiği 14 Şubat günü hissedilen bu mutluluğun kaynağı tam olarak nedir? Bu mutluluk duygusunun kaynağı verilen hediyeler mi yoksa insanların sevdikleri kişiyle vakit geçirmeleri ve o günü birbirlerine adamaları mı?

Hediyelerden Deneyimlere Sevgililer Günü

Yılbaşı telaşını ve eğlencesini attıktan sonra yeni yılın bizlere getirdiği özel günlerden bir diğeri de 14 Şubat Sevgililer Günü. Yılbaşı’nda kırmızının tonlarıyla süslenen alışveriş merkezleri ve sokaklar bu sefer de aşıklar için kırmızılara bürünüyor. Günümüzde pek çok kültürde yaygın bir şekilde kutlanan Sevgililer Günü’nde insanlar sevdikleri kişiye hediye vermenin yanı sıra birlikte güzel vakit geçirerek birbirlerini ne kadar sevdiklerini dile getirme fırsatı buluyorlar. Yılın geri kalanında romantik olmakta zorlananlar için de küçük bir kaçamak oluyor 14 Şubat.

Sevgiyi Yüzeyselleştiren Hediyeler

Öncelikle Sevgililer Günü’nde verilen hediyelere odaklanalım. Ne gün verildiğinden bağımsız olarak hediyelerle ilgili bazı noktaları göz önünde bulundurmak Sevgililer Günü’nü daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Araştırmalara göre materyal hediyeler anlık bir mutluluk sağlarken, deneyim odaklı hediyeler daha uzun vadeli bir mutluluk getiriyor. Sevgililer Günü’nün ayrılmaz birer parçası haline gelen alışılagelmiş bazı hediyeleri düşündüğümüzde materyal hediyelerin daha ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Her yıl birbirine benzer hediyeler almak anlık bir mutluluk sağlasa da ilişkiyi uzun vadede destekleyecek ve sizi daha uzun süre etkisi altına alacak bir mutluluk duygusu sağlamıyor ne yazık ki. Bu yüzden bu tür özel günlerde deneyim odaklı hediyelerin daha çok tercih edilmesi tavsiye ediliyor.

Neden Deneyimler Materyal Hediyelerden Daha Değerli?

Daha sonra kullanmayacağınız, sembolik ve tamamen materyal hediyelerin uzun vadeli mutluluk duygusu yaratmayacağı ortada. Deneyim odaklı hediyelerin uzun vadeli mutluluk sağladığını, farklı anılar ve duygular yarattıklarını biliyoruz, ancak deneyim hediyelerini birkaç gruba ayırarak neden daha değerli olduklarını anlayabiliriz. İki insan arasındaki hediye alış verişi, kişilerin birbirlerine değer verdiklerini göstererek ilişkilerini güçlendirmek istedikleri anlamına gelir. İşte bu yüzden çok iyi tanımadığımız ya da çok yakın olmadığımız insanlara hediye alırken zorlanırız.

Deneyim odaklı hediye çeşitlerinden birincisi, hediye verilen objenin kullanımı ya da tüketimi üzerinden yeni deneyimlere ve duygulara yol açan hediyelerdir. Örneğin, sevdiğiniz kişiye severek kullanabileceği bir atkı aldıysanız, her kullandığında sizi ve ilişkinizi hatırlayacağı için hediyenin etkisi daha uzun süreli olacaktır. İkinci grup ise bir şeyleri deneyimleme üzerine kurulu hediyelerdir. Ancak bu grupta hediyeyi alan kişi hediyeyi kendi başına deneyimler. Örneğin, bir adet konser bileti ya da yoga dersi hediye ettiğinizi düşünelim. Hediyeyi verdiğiniz kişi bu etkinliklere kendi başına katılıyorsa bu da materyal hediyelerden daha değerlidir çünkü o konseri daha sonra her hatırladığında, aklına siz gelirsiniz.

 

14 ŞUBAT HEDİYE

 

Üçüncü deneyim odaklı hediye grubu ise özellikle Sevgililer Günü’nde değerlendirilebilecek ve popülerliği gitgide artan hediyelerdir. Bu grupta, aldığınız hediye ikinizin birlikte kullanabileceği ya da katılabileceği bir hediye veya etkinlik olabilir. Örneğin, bir yemek kursu, konser, küçük bir gezi ya da birlikte yeni bir hobi denemek üzere aldığınız hediyeler bu kategoride değerlendirilebilir. Deneyim odaklı hediyeler arasında etkisi en uzun sürecek ve uzun vadeli mutluluk sağlayacak hediyeler, hediye veren ve alan kişilerin birlikte paylaştıkları hediyelerdir. Birlikte gittiğiniz bir konser ya da küçük bir seyahat yalnızca bunu deneyimlerken değil, daha sonra da anılarınız yoluyla bu hediyeyi hatırlamanızı ve mutlu olmanızı sağlayacaktır.

Türkiye’de Sevgililer Günü

Pek çok kültürde olduğu gibi Türkiye’de de Sevgililer Günü’ne dair klişeler, alışıldık hediyeler ve etkinlikler mevcut elbette. Kırmızı gül buketleri, mum ışığında romantik bir akşam yemeği, çikolatalar ve kırmızı hediye paketlerine sarılmış romantik hediyeler geliyor akla. 14 Şubat yaklaşırken vizyona giren romantik komedi filmlerini ve romantizm temalı konserleri de unutmamak gerek tabii. Sevgililer Günü’nün kırmızı klişelerine kendini kaptıranlar olduğu kadar bu günü daha özel aktivitelerle geçirmeyi tercih edenler de var elbette. Çiftler için yemek ve şarap tadımı, masaj, gezi ve konser gibi etkinlikler de Sevgililer Günü’nde daha sık tercih edilmeye başlanan hediyeler ve etkinlikler arasında yer alıyor. Bir yandan “kırmızı” tüketim çılgınlığı devam ederken bir yandan da daha orijinal ve deneyime dayalı Sevgililer Günü etkinlikleri Türkiye’de de tüm dünyada olduğu gibi yaygınlaşmaya devam ediyor.

Türkiye’de de bir hayli yaygın olan birtakım klişeleri göz önünde bulunduracak olursak, Sevgililer Günü dendiğinde akla gelen ilk resim, romantik olmakta zorlanan bir erkek ve sevgilisinden çiçek veya hediye bekleyen bir kadının romantik komedileri andıran ilişkisi oluyor. Bu klişenin doğruluğu tartışılır elbette. Belki de pek çok kadını bu role bürünmeye teşvik eden şey bu tür klişeleri görmeye alışmış olmaları ve ister istemez kendilerinden beklenenin bu olduğuna inanıyor olmalarıdır. Kadınların ve erkeklerin Sevgililer Günü’ne yaklaşımlarını daha iyi anlayabilmek için bu klişelerden sıyrılıp gerçek ilişki dinamiklerini gözlemlemek daha sağlıklı olacaktır. Sonuçta herkes sevdiği kişiyle güzel ve özel bir gün geçirmek ister. Bu güzel günü anlamlı kılacak uygun hediyeleri ve ambiyansı bulmak da çiftlerin birbirlerini karşılıklı anlamalarından geçiyor şüphesiz. Zaten kadınlar ve erkeklere dair bu klişelerin ötesine geçip şöyle bir baktığımızda, pek çok çiftin birbirlerinin isteklerine odaklanarak, 14 Şubat’ı en güzel şekilde geçirdiklerini görebiliyoruz.

Peki Ya Çiçekler?                            

Sevgililer Günü’nün olmazsa olmazlarından biri de çiçek hediye etmek. Ancak çiçekler de materyal hediyeler arasında yer alıyor. Çiçek hediye etmenin büyük bir israf olduğunu düşünenler olsa da özel günlerde çiçek sektörünün canlandığı da bir gerçek. Sevgililer Günü’nde de her yerde kırmızı güller görmemize şaşırmamak lazım. Birinden çiçek almak, sebepleri çok anlaşılamasa da insanları mutlu ediyor. Yapılan deneylerde insanların en çok çiçek aldıklarında daha içten bir gülümsemeyle tepki verdikleri görülüyor. Ancak unutmamak gerek, çiçek verdiğinizde kesinlikle içten ve kocaman bir gülümsemeyle karşılaşıyor olmanız, bu mutluluğun uzun vadeli olduğu anlamına gelmiyor. Fakat saksı bitkisi alarak, çiçek hediye etmeyi de bir deneyime dönüştürebilirsiniz elbette.

 


YORUMLAR - 1 değerlendirme

Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Sedanur5 yıl önce
Hediyeler her zaman mutlu eder ancak hiç beklenmedik anlarda alınanlar anlamlıdır. Herkesin haftalar öncesinden hazırlık yapmaya başladığı, televizyonlarda, AVM'lerde reklamlar bas bas bağırdığı bir dönemde hediyeleşmek çok saçma ve duygusuz geliyor bana. Sıradan bir günde eşimden çiçek aldığımda gözlerim yaşarırken 14 Şubat'ta öyle duygu yoğunluğu filan yaşayamıyorum.

İLGİLİ MAKALELER

İNDİRİM KATALOGLARI