Genellikle plastiğe karşı çevre dostu bir alternatif olarak görülen kağıt da aslında sanıldığı gibi öyle zararı olmayan bir ürün değil. Çünkü yapılan araştırmaların ortaya çıkardığına göre her yıl 6 milyon tondan fazla kağıt kutunun tüketiciden sonraki yolculuğu ABD'deki çöp toplama sahalarında son buluyor. Bununla birlikte son yıllarda pek çok şirket çevre dostu olma konusunda giderek daha fazla endişe duyan tüketicilerin beklentilerini karşılamak maksadıyla ürünlerinde plastik kullanımını azaltmaya yönelik yatırım yapmakta. Bunun esas nedeni ister çevreye yönelik gerçek bir endişe ister plastikle ilgili sorunun yaygınlığı olsun, aşina olduğumuz tanınmış global markalar ürün ambalajlarında belli bir zaman çerçevesiyle sınırlı, çevre dostu değişiklikler yapmak adına adımlar atıyorlar. Bunun belki de en iyi örneği , plastik ambalaj kullanımını yılda 1,5 milyar adet azaltmayı hedefleyen bir eko-ambalaj girişimi başlatan İngiliz süpermarket zinciri Tesco'dur. Plastik karşıtı hareketten doğan bu alternatif girişim ilk bakışta sorunu çözmek için olumlu bir yaklaşım gibi gözükse de, beraberinde ürünleri 'yeniden paketlemek' ve hatta çoğu zaman önceden var olan plastik ambalajlara daha fazla gereksiz kutu eklemek gibi yeni sorunların doğmasına neden oldu. Bu konudaki girişimleri tutarsız görünen markalardan birisi de , plastik şişelerde vücut losyonları satarken bunlara karton ambalajlar eklemeye başlayan Nivea’dır.
Benzer bir yaklaşım, plastik tüplerde satışa sunulan diş macunlarını kağıt kutularda paketlemeye başlayan ve atıkları azaltmak yerine artıran Sensodyne markasında da görülebilir. Üretim maliyetlerini artıran bu tür gereksiz kağıt ambalajlara, farklı kategorilerdeki ürünleri satın alırken rastlayabilrisiniz. Yani örnekleri çoğaltmak hiç zor değil. Peki neden ? Bunun gerekçesi ne olabilir? Ne yazık ki şirketlerin bu sorunlu yaklaşımı sürdürmeleri aslında tamamıyla “kazanç” ile ilişkili. Yani bu pazarlama yöntemi aslında işe yarıyor. Öyle ki ABD, Birleşik Krallık ve Hollanda'dan 4.000'den fazla katılımcının yer aldığı sekiz araştırmadan oluşan bir çalışmada, müşterilerin bir ürünün ambalajının plastikten yapılıp üzerine fazladan bir kağıt katmanı eklenmesi halinde, ürünün aynı plastikle ancak kağıtsız olarak paketlenmesine kıyasla daha çevre dostu olarak algılayacağı tespit edilmiş. Başka bir deyişle, plastik ambalajın üzerine kağıt yapıştırmak ürünün daha çevre dostu görünmesini sağlıyor.
Bu algı, müşterilerin ürünü satın alma olasılığını artırıyor ve daha fazla ödeme yapmaya hazır olmalarını sağlıyor. İlginçtir ki, ürünlerin çevre dostu olduğu algısı sadece kağıt ya da plastikle paketlenmiş olmalarına değil, aynı zamanda bu malzemelerin paketleme oranına da bağlı. Yürütülen başka bir çalışmada katılımcılardan kağıt ve plastikle paketlenmiş çeri domates satın aldıklarını hayal etmeleri istenmiş. Herkese aynı miktarda plastik verilirken, kullanılan kağıt oranı değiştirilmiş. Araştırmanın sonucu göstermişi ki ne kadar çok kağıt kullanılırsa, müşteriler ambalajı o kadar çevre dostu olarak algılamakta.
Haliyle “yeniden ambalajlama” yöntemi çevre duyarlılığı yüksek olan gruptaki tüketiciler için oldukça etkili olduğundan markalar açısından vazgeçilmez bir pazarlama yöntemi olarak benimseniyor. Sürdürülebilirliğe olan ilgi ülkeden ülkeye ve hatta dünya görüşlerine göre değişmekte. Fakat şu bir gerçek ki çevreci olmaya çabalayan bireylerin deyim yerindeyse oltaya yakalanıp daha doğa dostu olduğunu düşünerek yeniden ambalajlanmış ürünleri seçmesi kuvvetle muhtemel Sonuç olarak, şirketleri daha sürdürülebilir seçimler yapmaya teşvik etmek isteyen aynı kişiler farkında olmadan çevreye zararlı yeniden ambalajlama uygulamasını teşvik ediyorlar diyebiliriz ne yazık ki.
Bununla birlikte tamamen kötü bir tablo çizmemek de gerekiyor. 'Yeniden paketleme" yönteminin hem doğaya daha az zarar verecek ve hem de çevreye duyarlı müşterileri teşvik edebilecek şekilde geliştirilerek daha etkili bir çözüme dönüştürülmesi mümkün. Yapılması gereken tek şey, plastik ambalajlı ürüne basit bir 'minimal ambalaj' etiketi eklemek ve esasen çevre dostu olma konusunda sadece bir “gösteriş” olan gereksiz kağıt kutulardan vazgeçmektir. Bu, yeniden paketlenmiş ürünlerin, üzerinde ekstra karton olmayanlara göre daha sürdürülebilir olduğu yanılgısını düzeltebilir. Bu seçenek, daha uzun süre taze ve steril kalabilmek için plastik ambalaja ve nakliye sırasında korumaya ihtiyaç duyan ürünler için özellikle tercih edilebilir. Minimum ambalajı belirten bilgi notu içeren bir etiket, tüketicilerin plastik ambalaja yönelik önyargıları üzerinde olumlu bir etki yaratabilir. Öyle ki birçok marka şimdiden bu yöntemi ürünlerine uygulayarak doğa dostu ambalajlama konusundaki kararlılıklarını ve toplam atık üretimini azaltmanın gerçek çevresel faydalarını ortaya koymaya yönelik yol haritaları çizmekteler.
________________________________________________
kaynaklar:
- https://www.epa.gov/facts-and-figures-about-materials-waste-and-recycling/containers-and-packaging-product-specific#PaperandPaperboardC&P
- https://academic.oup.com/jcr/advance-article/doi/10.1093/jcr/ucad008/7008764?login=false
YORUMLAR - 0 değerlendirme