İade Ettiğimiz Kıyafetlere Ne Oluyor?

Alışveriş severler için mağazadan ya da internetten satın aldıkları bir ürünü geri iade etme hakkına sahip olduklarını bilmek büyük bir avantaj sağlıyor ve müşteri memnuniyetini arttırıyor. Çoğumuzun giyim alışverişlerinde zaman zaman faydalandığı iade ve cayma hakkı konusunda Türkiye’deki koşullar ne durumda?

Mağazadan görerek satın aldığınız ürünler ve internet üzerinden satın aldığınız ürünlerde sahip olduğunuz iade hakları ve cayma koşulları biraz farklılık gösteriyor. Aslında mağazaların görerek satın alınmış bir ürünü geçerli bir sebep belirtilmediği durumlarda iade almak gibi bir yasal zorunluluğu yok. Bu durum yalnızca alışveriş yaptığınız mağazanın ya da markanın bu konuda yazılı bir beyanı varsa geçerli olabilir.

İnternetten yaptığınız alışverişlerde ise durum biraz daha farklı. Alışverişinizi ürünü görmeden, yani mesafeli sözleşme dahilinde gerçekleştirdiğiniz için internetten satın aldığınız bir ürünü 14 gün içinde herhangi bir sebep göstermeksizin iade edebilir, cayma hakkından faydalanabilirsiniz. Yasal zorunluluk 14 gün olsa da, bazı online alışveriş platformlarında bu süre daha uzun tutulabiliyor. 

Giyim ürünlerinde iade hakkı kötüye mi kullanılıyor?

Satın aldıktan sonra kusurlu olduğunu fark ettiğimiz ya da satın aldığımıza pişman olduğumuz ürünleri iade edebilme hakkımızın olduğunu bilmek hepimizin içini rahatlatıyor. Ancak bu hakkın çoğu zaman kötüye kullanıldığı da bir gerçek. Satın aldıkları kıyafetleri giydikten sonra iade eden hatta alışveriş yaparken aldıkları ürünü daha sonra iade etmek üzere satın alan müşteriler de var ne yazık ki.

Eskiden çoğunlukla özel günler için satın alınan abiye giyim ürünlerinde ve pahalı markaların giyim ve aksesuar ürünlerinde sık sık yaşanan bu durum artık Instagram gibi sosyal medya platformlarında bir trende dönüşmüş durumda. Takipçi kitlesini arttırmak, lüks markalar giydiğini kanıtlamak isteyen sosyal medya kullanıcıları satın aldıkları pahalı kıyafetleri giyip sosyal medyada paylaştıktan sonra mağazaya iade ediyorlar.

Bu yeni sosyal medya trendinin tüketim çılgınlığının sonuçlarından biri olduğunu söyleyebiliriz, hatta bunun bir tüketici hakkı olduğu da savunulabilir. Ancak bu durum giyim ürünlerinde iade ve cayma hakkının kötüye kullanılmasının mağazalar için ne gibi sonuçlar doğurduğuna dair soruları da akla getiriyor. Peki, şu ya da bu sebepten iade ettiğimiz kıyafetlere ve aksesuarlara iade sonrasında nasıl bir işlem uygulanıyor?

İade edilen giyim ürünlerine ne oluyor?

Satın alındıktan sonra herhangi bir sebeple iade edilen giyim ürünlerinin dünya genelinde moda endüstrisine verdiği ekonomik zarar yılda 9 milyar doları geçiyor. Mağazaların ve giyim markalarının iade ürünlerden kaynaklanan ekonomik zararlarını minimuma indirmek için benimsediği bazı yöntemler var.

Örneğin, eğer iade edilen kıyafet giyilmemişse, iyi durumdaysa ve etiketi de üzerindeyse ürün yeniden rafa koyularak satışa sunulabiliyor. İade ürün iyi durumdaysa ancak etiketi yoksa mağazalarda tekrar etiketlenerek yeniden satışa sunulabiliyor. Kullanılmış, hasarlı ve yıpranmış kıyafetler iade edildiğindeyse bu ürünler dağıtım merkezlerine ya da imalathanelere geri gönderilerek geri dönüşüme kazandırılıyor ya da doğrudan çöpe gidiyor. Bazı giyim markalarınınsa iade ürünlerinin büyük kısmını bağışladıkları biliniyor.

 Bazı markalar ucuza satmak yerine ürünlerini "yakıyor!"

Bu size epey garip ve çarpıcı gelebilir ancak aşina olduğunuz markaların pek çoğu  tekrar satışa sunulamaycak derecede kusurlu olan  iade edilen giysileri ya da belirlenen sezon içerisinde satılamayan ürünlerini deyim yerindeyse "piyasaya düşmesinler" diye tamamen ortadan kaldırmak amacıyla yakıyorlar. Bunu da marka değerini korumak adına yaptıklarını belirtiyorlar. Burberyy, milyonlarca dolarlık ürünü yakan firmalardan birisi.  Yani sırf tüketicide oluşturulan "ayrıcalıklı marka"  izlenimi bozulmasın, markanın etiketini taşıyan ürünler,  uyulanan fiyatlama stratejisinin dışına çıkıp çok ucuza alınabilir hale gelmesinler diye yok ediliyor. Markalar bu yakma işi sayesinde enerji edildiğini vurgulayarak stratejilerini kendilerince gerekçelendiriyorlar. Zira yılda onlarca ton kıyafet yakılmak üzere elektrik santrallerine teslim ediliyor. Evet, örneğin İsveç'te bir elektrik santrali kömür yerine H&M'in satılmayan ürünlerini yakıyor. 

 

 

İade edilen kıyafetin sezonu geçmediyse ve aynı model hala raflarda bulunuyorsa, ancak ürün yeniden satışa sunulamayacak durumdaysa vitrin mankenlerini giydirmek için de kullanılabiliyor. Çok kötü durumda olmayan ancak sezonu geçmiş kıyafetlerse özellikle online alışveriş platformlarında dev indirimlerle yeniden satışa sunulabiliyor. Bazı mağazalarsa bu ürünleri çok cüzi fiyatlarla çalışanlarına sunuyor.

Mağazalar ne gibi önlemler alıyor?

Mağazada birebir yapılan alışverişler mesafeli sözleşme çerçevesine girmediği için mağazaların müşterilerine cayma hakkı sunmak gibi bir yasal zorunlulukları yok. Yalnızca ürünün hasarlı ve kusurlu olduğu ya da yıkandıktan sonra çektiği durumlarda müşteriyi mağdur etmemek için iade kabul ediliyor. Bazı mağazalar, iade edilecek ürünü bir incelemeden geçirdikten sonra ürünün iyi durumda ve kullanılmamış olduğuna kanaat getirirse ve ürünün etiketi hala üzerindeyse iade kabul ediyor. İade hakkının kötüye kullanılmasının önüne geçmek için alınan bu tür sıkı yöntemler ne yazık ki bu haktan yararlanmak isteyen masum müşterileri olumsuz etkileyebiliyor.


YORUMLAR - 4 değerlendirme

Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Kübra3 yıl önce
Böyle şeyler okuyunca yüreğim sızlıyor gerçekten. Hangi birimiz bu konuda cesurca öz eleştiri yapabilir ki? Sosyal medya saçmalıkları yüzünden herkes birbirine caka satmak adına para verip gereksiz şeyler satın alıyor. Başkalarında görüp imreniyoruz. Tüm moda sektörü bunun üzerine kurulmuş durumda. Bu insanların hesaplarını kim takip ediyor? Biz...
Arife ÇÖLPEZ 3 yıl önce
Gerçekten tamamen "marka" algısı ile alışveriş yapmak ve kaliteli, rahat, kullanışlı ürünleri sırf etiketinde bir "marka adı" yok diye giymekten çekinmek içler acısı bir durum. Yazık ki marka sahipleri de bizlerdeki bu psikolojinin farkında ve o algıyı bozmamak için "marka" larını korumak adına bu girişimleri yapıyorlar. Oysa ki aynı malzemeden yapılan başka bir ürün sırf etiketinde bilinmedik bir marka yazıyor diye giyilmiyor. Malesef çok yanlış bir algı, psikoloji...
Mine3 yıl önce
Bunları bile bile yarın yine gidip mağazalartı tıklım tıklım doldurup gereksiz yere kıyafet almaya devam edeceğiz. Allahtan bu Bayram'da virüs sayesinde bayramlık almak gibi ihtiyaç dışı alışveriş eylemlerinden uzak kalınacak. Bence şu dört günlük tatilde oturup hiç giymediğiniz giysilerin ne kadar çok olduğu üzerine kafa yorun.
Melike3 yıl önce
Bu nasıl bir mantıkdır. Ekşi sözlük'ten geldim. Elbiseleri yaktıklarını okuyunca inanmadım. Ağzım açık kaldı okurken. Yine inanamadım videoları izledim. Bir taraftan "maske dikiyoruz" diyorlar öbür taraftan bir sürü ihtiyaç sahibini mutlu edecek tonlarca kıyafeti marka hassasiyeti yüzünden yakıyorlar. Bu nasıl endüstridir. Kendimden untandım.

İLGİLİ MAKALELER

İNDİRİM KATALOGLARI