Dünya Genelinde Gıda İsrafıyla Savaşan Yenilikçi Girişimler

Son yüzyılda tüketim alışkanlıklarımızın değiştiği ortada. Evlerimiz hiç kullanmadığımız eşyalarla dolu. Çağımızın tüketim çılgınlığı ve içinde bulunduğumuz israf ekonomisi giyim, elektronik gibi sektörlerdeki tüketimle tanımlanıyor genellikle. Ancak konu tüketim ve israf olduğunda ele alınması gereken alanların başında gıda geliyor. Yemek yaparken kullandığımız sebzenin meyvenin, buzdolaplarımızda bekletip son kullanma tarihini geçirdiğimiz ve hiç düşünmeden çöpe attığımız yiyeceklerin haddi hesabı yok. Dünya genelinde neredeyse 1 milyardan fazla insan açlıkla savaşırken bizler gıdayı farkında olarak ya da olmayarak hor kullanmaktan ve israf etmekten geri durmuyoruz. Bireysel olarak büyük hacimlerde gıdayı israf ediyoruz, ancak gıda israfı ne yazık ki bireysel tüketimimizle sınırlı değil.

Öncelikle gıda israfı ve gıda kaybı arasındaki farkı ele alalım. Gıda kaybı dediğimizde, üreticiden pazara ulaşana kadar tedarik zincirinin farklı halkalarında kaybolan ya da değerlendirilmeyen gıdalardan bahsediyoruz. Taşıma esnasında zarar gören sebze ve meyveler buna örnek olarak verilebilir. Ya da bazı sebze meyvelerin yalnızca kökleri pazarda yer bulabilirken yeşil kısımları hiçbir şekilde değerlendirilmiyor. Gıda kaybının ardında altyapı yetersizlikleri, fiyatlandırma politikaları, yasal düzenlemelerin yetersizliği ve üretimin yeteri kadar verimli yürütülememesi gibi pek çok sebep yatıyor. Gıda israfı dediğimizde ise besin değerlerini kaybetmemiş bir gıda ürünün tüketilebilir halde olmasına rağmen çöpe gitmesinden ya da alternatif amaçlar için kullanıldığı için gıda olarak değerlendirilememesinden bahsediyoruz. 

Rakamlarla Dünya Genelinde Gıda İsrafı

Gıda üretiminden marketlerdeki ürün satışına uzanan uzun bir tedarik zincirinden bahsediyoruz. Bu tedarik zincirinin her halkasında milyonlarca ton gıda çöpe gidiyor. Konu gıda israfı olunca ele alınması gereken önemli gerçekler ve çarpıcı rakamlar var. Her yıl dünya genelinde insanların tüketmesi için üretilen gıdaların üçte biri, yani yaklaşık 1,3 milyar tonu ya kayboluyor ya da zayi oluyor. FAO, yani Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine baktığımızda gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve az gelişmiş ülkeler arasında çok ciddi farklar olduğunu görüyoruz. Örneğin, sanayileşmiş ülkelerde gıda israfının yıllık değeri yaklaşık 680 milyar dolarken, gelişmekte olan ülkelerdeki gıda israfının değeri 310 milyar dolar. Yani arada iki kattan fazla bir fark var. Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde kişi başına yıllık gıda israfı 95-115 kilogram arasında seyrederken, Sahraaltı Afrika bölgesinde ve Güney Asya ülkelerinde bu rakam yalnızca 6-11 kilogram. Gelişmiş ülkelerde her yıl 222 milyon ton gıda israf ediliyor, Sahraaltı Afrika bölgesindeki yıllık net gıda üretiminin 230 milyon ton olduğu düşünüldüğünde, gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler arasındaki bu farkın kan dondurucu seviyelerde olduğu ortada. 

Gıda İsrafını Önlemek İçin Neler Yapılıyor?

Tarladan satıcıya taşınırken ezilen ya da hasat sonrasında yeterince “güzel” görünmediği için raflarda kendine yer bulamayan sebze meyveler çöpe gidiyor. Bu hem üreticiyi zora sokuyor hem de küresel ölçekte gıda israfına sebep oluyor. Marketlerde son kullanma tarihi yaklaştığı ya da geçtiği için çöpe atılan ürünler de küresel gıda israfının büyük bir bölümünü oluşturuyor. Bunlar aslında çözüm üretilemeyecek sorunlar değil. Bu yüzden Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü dünya genelinde pek çok çalışma yürütüyor. Gıda israfını önlemek Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde de büyük önem arz ediyor. Dünya genelinde açlığa son vermeye odaklanan Hedef 2 ve sürdürülebilir tüketim ve üretim pratiklerini sağlamakla ilgili Hedef 12, dünya genelinde gıda israfının önlenmesiyle doğrudan alakalı hedefler arasında yer alıyor. Yasal düzenlemelerin daha verimli hale getirilmesi gibi çalışmalar Birleşmiş Milletler tarafından yürütülüyor. Ancak, gıda israfını önlemek için yerel, ulusal ve uluslararası bazı girişimler de var. Bu girişimler, gıdaların tedarik zincirinde kaybolmasını ya da çeşitli sebeplerden israf edilmesini önlemeyi amaçlıyor. 

Türkiye’de “Fazla Gıda” Uygulaması

Fazla Gıda, üreticilerin satamadıkları gıdaları değerlendirmelerini sağlayan bir platform. Oteller, restoranlar, yemekhaneler, Migros gibi market zincirleri ve gıda üreticileri bu uygulamayı kullanarak gıdalarını yeniden değerlendirmenin yollarını bulabiliyorlar ve çeşitli teşviklerden yararlanabiliyorlar. Sivil toplum kuruluşları da bu uygulama sayesinde düzenli olarak kaliteli gıda bağışına ulaşabiliyorlar. Uygulama dahilinde tüketime uygun olmayan gıdalar da düşünülmüş. Tüketim açısından güvenli olmayan gıdalar ve gıda atıkları da platformda yer alan Geri Dönüşüm Firmaları tarafından geri dönüşüme kazandırılıyor. Fazla Gıda platformu hem ülkemizdeki gıda israfı sorununa bir çözüm getiriyor hem de gıda işletmelerinin kaynaklarını daha iyi yönetmelerine yardımcı oluyor.

 

Birleşik Krallık’tan “Too Good To Go” Uygulaması

Birleşik Krallık’ta her yıl 17 milyar sterlin değerinde gıda israf ediliyor ve her aile yılda gıdaya harcadığı 700 sterlinini çöpe atıyor. Bu rakamlardan ders çıkararak başlayan bir girişim olan “Too Good To Go”, hala tüketilebilir durumda olan ancak çeşitli sebeplerle çöpü boylamak üzere olan gıdaları kurtarmayı amaçlıyor. Bu aplikasyonu kullanarak restoranlarda ya da marketlerde normal şartlarda çöpe atılan gıdalar yeni sahiplerini buluyor.

Restoranlarda artan yemekler, bu uygulamalar üzerinden indirimli olarak satın alabiliyorsunuz. Böylece hem yerel işletmeler zarara uğramıyor hem de tonlarca gıda çöpe gitmekten kurtuluyor. Ucuza beslenmek isteyen müşterilerle elinde fazladan yemeği kalan işletmeler bu aplikasyon sayesinde buluşuyor.

 

Dünyanın Şeflerini Harekete Geçiren “Winnow”

Winnow dünya genelinde 5 ofisi bulunan ve Türkiye de dahil olmak üzere onlarca ülkede hizmet veriyor. Şirketin genel amacı dünyanın dört bir tarafında çalışan şeflerin mutfaktaki gıda fazlalarını daha etkili bir şekilde değerlendirmelerini sağlayarak gıda israfını önlemek. Winnow, dünyanın en ünlü restoranlarının gıda israflarını azaltmalarını sağlıyor ve bu restoranları ihtiyaç duydukları teknolojilerle buluşturuyor.

 

 

Dünyadan Diğer Örnekler

Danimarka’da da süpermarketlerin son kullanma tarihi geçtiği ya da yaklaştığı için, yanlış ya da hasarlı etiketlenmeden dolayı satamadıkları, ancak tüketim açısından sağlıklı olan ürünleri satan Wefood adında bir uygulama var. Bu ürünler değerinin %30’u ila %50’si altında satılıyor, böylece süpermarketlerdeki gıda fazlası, ihtiyacı olan insanlara kolay bir şekilde ulaştırılabiliyor ve gıda israfı önleniyor.

Ülkemizdeki Fazla Gıda uygulamasına benzeyen bir girişim de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Copia uygulaması. Restoranlar artan yemeklerini Copia’ya teslim ediyorlar, Copia da yemekleri yeniden paketleyerek kâr amacı gütmeyen kişi ve kuruluşlara ulaştırıyor. Türkiye’de olduğu gibi Amerika’da da bu uygulamada yer alan işletmeler vergi indirimi gibi çeşitli teşviklerden yararlanabiliyorlar ve gıda israfı önlenmiş oluyor. Yine Amerika’da bulunan Gebni, müşterilerin artan yemekleri indirimli fiyatlara satın almalarını sağlayan bir aplikasyon. Yakınınızdaki indirimli yemeklere göz gezdirip satın alabiliyor ve karnınızı çok ucuza doyurarak gıda israfını önlemek için bir adım atıyorsunuz.

Hollanda’da bulunan Kromkommer uygulaması da gıda israfıyla savaşmak ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini desteklemek için başlatılmış bir uygulama. Özellikle estetik sebeplerle raflarda yer bulamayan sebze ve meyveleri tüketiciyle buluşturmayı amaçlayan Kromkommer yerel işletmeler ve halk arasında bir dayanışma ağı kurmaya da büyük önem veriyor. 


YORUMLAR - 2 değerlendirme

Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Gamzebir yıl önce
Bence Getir, Banabi ya da Migros sanal markez gibi uygulamaları kullanarak internet alışverişleri yaparken, müşterilerin ürünleri doğrudan görmeden ve dokunmadan almaları, onların gerçek değerini anlamalarını zorlaştırabilir. Elbette bu , özellikle meyve ve sebzeler için geçerli bir mesele.. Örneğin, müşterilerin fiziksel olarak ürünleri inceleyememeleri, ürünlerin gerçek kalitesini ve tazeliğini anlamalarını zorlaştırabilir. Bu da doğal olarak , müşterilerin daha fazla ürün satın almalarına veya daha az taze ürünleri seçmelerine yol açabilir.
Güldan4 yıl önce
Kimse neyi ne kadara yediğini bilmiyor. Alışverişte çıktığımızda bilinçsizce dolduruyoruz sepetlerimizi. Sadece buzdolaplarımızda bozulan gıdaları bile azaltsak açlık diye bir şey kalmaz.

İLGİLİ MAKALELER

İNDİRİM KATALOGLARI