Online alışveriş platformlarında gezinirken bir sürü indirimle ve fırsatla karşılaşıyoruz, dolayısıyla bu indirim bolluğu arasında en cazip fırsatları bulmak ve doğru kararı almak çok önemli. Peki, bunca indirim ve fırsat bolluğunun arasında neden bazı indirimlerin ilk bakışta dikkatinizi çektiğini, bazılarını ise görmezden geldiğinizi hiç düşündünüz mü? En cazip fırsatı ararken ya da bir fırsatın gerçekten cazip bir fırsat olup olmadığına karar verirken fiyat karşılaştırması, indirim oranı, indirim miktarı gibi faktörler söz konusu olduğu için her şeyin basit bir matematiğe bağlı olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ancak matematik bazen aldatıcı olabilir.
Online alışverişte kullanılan indirimlerin tüketicinin dikkatini çekmek ve alışveriş davranışlarını değiştirmek için en önemli araçlardan biri olduğunu biliyoruz. Mağazalar, tüketicilerin dikkatini ilk bakışta çekebilmek için rakamların büyüsünden yararlanırlar. Rakamların matematiksel değerlerinin yanı sıra psikolojik değerlerini de kullanan ve pazarlama stratejilerini belirlerken tüketici psikolojisini de göz önünde bulunduran mağazalar, pek çok pazarlama yöntemine başvururlar. Mağazaların başvurduğu yöntemlerden biri de “100 Kuralı” olarak bilinen bir yöntemdir.
Mağazalar müşteriye bir ürünün indirimde olduğunu göstermek için yüzdelik indirim oranı ve net indirim tutarı olmak üzere iki tür indirim yönteminden yararlanırlar. Peki, bazı ürünlerde net indirim miktarının bazı ürünlerde ise yüzdelik indirim oranının kullanılmasının sebebi nedir? 100 Kuralı işte tam olarak burada devreye giriyor. 100 Kuralı’nın nasıl işlediğini ve mağazaların hangi indirim yöntemini kullanacaklarına nasıl karar verdiklerini bir örnekle açıklayalım:
Diyelim ki bir giyim mağazanız var ve mağazanızdaki gömleklerin satışını arttırmak için indirim yapmaya karar verdiniz. Normalde 20 TL’ye sattığınız gömlekleri 15 TL’ye satmak istiyorsunuz. Bu indirimi müşteriye tanıtırken kullanabileceğiniz iki yöntem var: Ya %25 indirimli diyeceksiniz ya da 5 TL indirimli demeyi seçeceksiniz. Peki, siz müşteri olsaydınız hangi indirimin daha büyük olduğunu düşünürdünüz? Matematiksel olarak 20 TL’nin %25’i 5 TL’ye tekabül ettiği için iki indirim arasında değer farkı yok. Ancak, ilk bakışta %25 size de daha avantajlı bir indirim gibi geliyor değil mi?
Aynı ikilemi daha pahalı bir üründe deneyim. Diyelim ki 3000 TL değerinde bir cep telefonu almak istiyorsunuz. Aynı ürün bir mağazada %25 indirimliyken bir mağazada 750 TL indirimli satılıyor. İki indirimin matematiksel değeri aynı olsa da 750 TL nakit indirim ilk bakışta daha cazip geliyor, değil mi?
Bu iki örnekte olduğu gibi, iki indirim türünün matematiksel değeri ve nihai indirim tutarı aynı olsa da müşteri üzerinde yarattıkları psikolojik etki farklı. Peki, 20 TL gömlek örneğinde yüzdelik indirim daha cazip gelirken, 3000 TL örneğinde nakit indirimin daha cazip gelmesini nasıl açıklayabiliriz? 100 Kuralı’na göre, nihai indirim tutarı 100’ün altında olduğu müddetçe yüzdelik indirimleri daha cazip buluyoruz. Ancak değer 100’ün üzerine çıktığı anda nakit indirimi daha cazip bulmaya meyilli oluyoruz
Yukarıdaki örneklerde de olduğu gibi bir online alışveriş fırsatının cazip olup olmadığına karar verirken her ne kadar somut veriler üzerinden hareket etsek de ilk bakışta bizi o indirime çeken her zaman sayıların matematiksel değeri olmayabiliyor. Alışveriş yaparken daha sağlıklı kararlar vermek için rakamların üzerimizdeki etkisini anlamak ve bazı fırsatları çok cazip bulurken bazılarını görmeden gelmemizin sebeplerini kavramak faydalı olabilir. Böylece daha sağlıklı kararlar verebilir ve gereksiz alışverişten kaçınabiliriz.
YORUMLAR - 1 değerlendirme