Neden Telefonlarımıza Bu Kadar Bağımlıyız?
Akıllı telefonlar benliğimizin birer uzantısı aslında. İnsan sahip olduğu eşyaları kendinin bir uzantısı, kimliğinin bir parçası olarak görmeye meyilli. Yolda yürürken telefonunuzun cebinizde olmadığını fark ettiğiniz olmuştur. Telefonunuzu bulana kadar atlatamadığınız o panik duygusu aslında akıllı telefonlarımızın benliğimizin ne kadar önemli bir parçası haline geldiğini gösteriyor.
Bağımlılığımızın kimyasal ve psikolojik detaylarına girdiğimizdeyse şunu görüyoruz: telefonumuzu kullanırken aldığımız bildirimler, kullandığımız uygulamalar ve genel olarak telefonumuzla kurduğumuz bu yakın ilişki beynimizde dopamin ve oksitosin hormonlarının salgılanmasına sebep oluyor. Bu kimyasallar bağımlılık ve haz duygularıyla doğrudan ilişkili. Ayrıca, insanlar tabiatları gereği bir şeyler üretme, etrafından haberdar olma ve görsel olarak uyarılma ihtiyacı içindeler. Telefondaki görselliğin, sürekli bilgi akışının bizi böylesine içine çekmesi de bu temel ihtiyaçtan kaynaklanıyor.
Kimileri akıllı telefonun günümüz dünyasında zaruri bir ihtiyaç olduğunu ve artık akıllı telefonsuz yaşanamayacağını savunurken kimileri de akıllı telefon kullanımının abartıldığını ve aslında akıllı telefonlarımıza o kadar da ihtiyacımız olmadığını savunuyor. Hatta akıllı telefonlarından kurtulup, çareyi eski “akılsız” telefonları kullanmakta bulanlar dahi var. İlk bakışta bu iki görüşün arasını bulmak zor görünse de akıllı telefon bağımlılığına farklı açılardan yaklaşmak, akıllı telefonları daha doğru bir şekilde kullanmanın da kapılarını aralayabilir. “Ya hep ya hiç!” yaklaşımını kabul edip bağımlılığımıza boyun eğmektense, iki argümanın da haklı gerekçelerini görmek ve orta yolu bulmak gerekiyor.
Akıllı Telefonlar Hayatımızı Nasıl Kolaylaştırıyor?
Öncelikle akıllı telefonların günümüz dünyasında hayatımıza kattığı artıları ve kolaylıkları ele alalım. Akıllı telefonlarımız cebimizde taşıdığımız birer ajanda, hatırlatıcı, fotoğraf makinesi, harita, sözlük ve eğlence aracı aslında.
Hayatı Daha Kolay Planlıyoruz
Zaten çok meşgul hayatlar yaşıyoruz, yapmamız gereken her şeyi hatırlamak için sadece hafızamıza bel bağlamamız gerekmiyor. Ajandamızı, yapılacaklar listelerimizi ve hatırlatıcılarımızı akıllı telefonumuzun içinde tutabiliyoruz. Hayatlarımızı daha düzenli yaşamak için bu çok gerekli bir özellik. İnternete bağlı kalabilmek ve maillerimize her an ulaşabilmek özellikle de çalışanlar için çok gerekli. İnsanların istedikleri zaman bize kolaylıkla ulaşabilmelerini ve bizim de ihtiyacımız olduğunda ulaşmamız gereken insanlara ulaşabilmemizi sağlayan muhteşem bir teknoloji.
Cebimizdeki Harita Sayesinde Yolumuzu Buluyoruz
Özellikle de büyük şehirlerde yaşayan insanlar için akıllı telefonların en önemli özelliklerinden birisi şüphesiz navigasyon. Kendi aracınızı kullanıyorsanız trafik ve yol durumunu canlı takip edebilmek, en iyi rotayı bulabilmek ve böylece zamandan tasarruf etmek kalabalık şehirlerde iş giriş-çıkış saatlerindeki o feci trafikte çok önemli bir hale geliyor. Toplu taşıma kullanıyorsanız da navigasyon çok gerekli bir araç. İstediğiniz yere gitmek için hangi toplu taşıma araçlarını kullanabileceğinizi çok rahat bir şekilde istediğiniz anda görebiliyorsunuz. Böylece işlerinizi planlamak ve daha önce hiç gitmediğiniz bir yere dahi kaybolmadan gidebilmek çok daha kolay bir hale geliyor.
Ebeveynler Çocuklarına Daha Kolay Ulaşabiliyor
Akıllı telefonların navigasyon özelliği bilhassa ebeveynler için çok kullanışlı bir araç çünkü çocuklarının nerede olduklarını doğrudan gözlemlemelerini sağlıyor. Navigasyon dışında, çocuklarıyla gün içinde iletişim kurabilmek, ihtiyaç halinde ya da acil bir durumda hemen çocuklarına ulaşabilmek ve bunun için akıllı telefonlarda mevcut olan farklı araçlardan yararlanabilmek çok büyük bir avantaj.
Akıllı Telefonsuz Bir Hayat Mümkün Mü?
Akıllı telefonun aslında zaruri olmadığı görüşü, akıllı telefonlarına köle olduklarını fark eden insanların “akılsız” telefonlara geçiş yapmalarıyla daha çok gündeme geliyor. İlk olarak insanların hayatlarını kolaylaştırma ve iletişimi kuvvetlendirme vaadiyle pazarlanan akıllı telefonların aslında hayatımızı kolaylaştırmak yerine dikkat dağınıklığına sebep olduğunu ve etrafımızdaki dünyadan bizi soyutlayarak birebir iletişimimizi de zayıflattığını artık sık sık konuşuyoruz.
Bu konuda kendi tecrübelerini paylaşan insanları dinlediğimizde görüyoruz ki akıllı telefonlarını bir kenara bırakıp yalnızca arama yapmalarını ve mesaj atmalarını sağlayacak bir telefon kullanan, diğer her şeyi bilgisayarları aracılığıyla yapan insanlar daha verimli çalışıyorlar. Bu yöntemi deneyen insanlar, dikkatlerinin eskisine göre daha az dağıldığını, stres seviyelerinin düştüğünü, daha verimli çalışabildiklerini ve etraflarındaki dünyayla iletişimlerinin kuvvetlendiğini belirtiyorlar. Aslında her dakika maillerinizi kontrol etmek ve günün her saniyesi erişilebilir olmak o kadar da zaruri şeyler değil. Düzeninizi kurduğunuz andan itibaren bunların yokluğu aslında daha düzenli bir hayat yaşamanızı kolaylaştırıyor.
Her şeyi akıllı telefonlarımızla planladığımızda hayatın karşımıza sürprizler çıkarmasını da engelleyebiliyoruz bazen. Örneğin, artık başka bir ülkeye seyahate gittiğimizde navigasyon kullanıyoruz ve hiç kaybolmadan istediğimiz her yere gidebiliyoruz. Bu yalnızca macera duygusunu öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda seyahat ettiğimiz şehri tanımak için pek çok güzel fırsatı kaçırmamıza sebep oluyor. Şehrin yerlilerine adres sorarak, sokaklarda dolaşarak yolumuzu bulmak yerinde seyahat boyunca başımız telefona gömülü, navigasyondan güzergâh arıyoruz. Bu da seyahat deneyimimizi ne yazık ki öldürebiliyor.
Dengeyi Nasıl Bulabiliriz?
Aslında zor değil. Herkesin hayatında akıllı telefona ihtiyaç duyduğu alanlar farklı. Kimisi için yanında her an bir fotoğraf makinesi taşımak öncelik olabilir, kimisi için maillerine anında dönebilmek önceliktir. Sevdiklerinizden uzak yaşıyorsanız görüntülü konuşmak sizin için bir ihtiyaç olabilir, örneğin. Hayatınızda akıllı telefona kesinlikle ihtiyacınız olan alanları belirleyip, bunlar dışında akıllı telefonunuzla ilişkinizi daha kontrollü bir hale getirebilirseniz telefonunuzu daha verimli kullanmak aslında hiç zor değil. Kendinizi her an erişilebilir, ulaşılabilir olmak zorundaymışsınız gibi hissetmeyerek de işe başlayabilirsiniz.
Akıllı telefonlar her an ulaşılabilir olmanın yanı sıra daima son model telefona ve en iyi özelliklere sahip olmak gibi hislere de kapılmanıza sebep olabiliyor. Akıllı telefon aslında zaruri bir ihtiyaç değil, ancak en iyi kamera, en geniş hafıza derken çoğu özelliğini kullanmadığımız telefonlara tonla para veriyor, iki sene sonra yenisini alıyoruz. Neyse ki, son araştırmalara göre daima son model akıllı telefona sahip olma ihtiyacı azalmaya başladı. ABD’de ve Avrupa’da insanlar akıllı telefonlarını daha uzun süre kullanıyorlar artık. Bunda yeni üretilen akıllı telefonların daha kaliteli ve dayanıklı olmasının da payı var. Akıllı telefonların eskisinden daha pahalı olması da insanları hemen bir üst modele geçmekten alıkoyuyor. Akıllı telefonunuzla ilgili en küçük sorunda gidip bir üst modelini almak yerine ihtiyaçlarınız doğrultusunda bir telefon alarak aynı telefonu mümkün olduğunca uzun süre kullanmak da bu dengeyi bulmak için gerekli bir yaklaşım.
Önemli olan ihtiyaçlarınızı doğru bir şekilde analiz etmek ve akıllı telefonunuzdan beklentilerinizi de bu yönde şekillendirmek. Böylece akıllı telefonunuzun kölesi olmak yerine, teknoloji çağının gerekliliklerine ayak uydurup bir yandan da telefonunuzla daha sağlıklı bir ilişki yürütebilirsiniz.
aklında bulunsun: Once Coupon A Time'da cep telefonu alışverişini daha ucuza yapmanı sağlayacak fırsatlar keşfedebilirsin.
YORUMLAR - 2 değerlendirme